HAKKINDA
Asıl adı Bülent Ceylan’dır. Sivas’ın Gemerek İlçesi’nin Bulhasan Köyü’ndendir. 18.09.1974 günü, bir eylül akşamı aynı ilçenin Çepni Kasabası’nda dünyaya gelmiştir. Burası annesinin köyüdür. İki yaşına gelene kadar bu kasabada kalmışlar, daha sonra Kayseri’ye taşınmışlardır. Kışlarını Kayseri’de, yazlarını ise babasının köyü olan Bulhasan’da geçirmeye başlamışlardır. İlk-orta okul ve liseyi Kayseri’de tamamlamış, sonra Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesini kazanmıştır.
...Türkülere ve şiire ise daha çocukluk yıllarında merak sarmıştır. Babası, öğrensin diye ona bir saz (bağlama) alır. Kendi kendine çalmaya başlar. Pir Sultan, Aşık Veysel, Mahsuni türküleriyle büyümüştür. Aşık Veysel babasının yakın dostudur. Yine Aşık Sefil Selimi ile de babasının ortaokul yıllarından tanışıklıkları vardır. Babası geçim şartlarından dolayı 1970 yılı ortalarında yurtdışına gider. Birkaç yıl işçi olarak çalıştıktan sonra asıl mesleği olan öğretmenliğe geçer.
Çevre köylerdeki aşıkların söylentileri ilgisini çekmekte ve türküleri olaylarıyla birlikte merak edip sormaktadır.
Ortaokul, lise yıllarına doğru şiirler yazmaya başlasa da utanır, kimseye diyemez ve de kaleme almaz. Ta ki Şarkışla’dan yeni bir saz alana kadar. Yeni bir saz alırlar almasına ama sazın ağacında delinmeler başlar. Acaba alırken mi farketmemişlerdir yoksa sonradan kurt mu yemiştir. Buna çok üzülür. Bu arada eniştesi de saz çalmaktadır. Hatta özendiği, örnek aldığı kişidir. Eniştesine derdini anlatıp onu sazını kendisinden satın almaya ikna eder. Eder ama ablası “hani delik diyordun ya gardaş, mantı mı süzeceğim kevgir gibi sazla“ diyerek ha bire fiyat kırar ve vazgeçerler bu sevdadan;
Şarkışla’dan bir saz aldım
Alıp da çalmaya daldım
Delik çıktı haber saldım
Param haram olsun sazcı
Ben bu sazı satmalıyım
Hemen evden atmalıyım
Kayıplara katmalıyım
Ne hayın bir kulsun sazcı
Enişteme sattım bir kez
O da dedi delik bu saz
Sen satana uğra da kız
Allah'ından bulsun sazcı
Az gönlü var eniştemin
Ablam yok der etmiş yemin
Yarın sazı alın gelin
Armut gibi ulsun sazcı
Bacım dedi yetmiş olsun
Kardeş cebin para dolsun
Sazı alan satan gülsün
Halımdan ne bilsin sazcı
Ertesi gün sazım gitti
Ben zannettim bu iş bitti
Bacım epey inat etti
Öcüm sende kalsın sazcı
Sazı geri alıp geldim
Olanlara hayli doldum
Kalemi elime aldım
Sancılanıp yelsin sazcı
Aşık Ceylan benim adım
Kimse bilmez nedir tadım
Bazen soğuk bazen odum
Bana kurban olsun sazcı
Okuyup da gülsün sazcı
Bu şiir ailesinin ve kendisinin hoşuna gitmiştir. Taşlamalara devam eder ama yine de yazmaz bir kenara.
Lise dönemi biter, tıp hayatı başlar sonunda. Sivas’a, asıl memleketine taşınmıştır. Talebedir artık.
Ne köylerdeki gibi insanlar bulur şehirde, ne de umduğu gibi bir şehir. Uzun, inişli çıkışlı bir fakülte hayatı süresince hemen hiç şiir yazamaz. Bazı istek var bazı yok, eğitim zor ve ders dışı şeyler okumaya bile zaman kısıtlı... Kimileri müzik, nota dersleri alır güzel sanatlarda, ama bağlama üzerine özellikle bir eğitim yoktur.
Okul bitmiş, tayin bekler. Önce Yozgat’ın Akdağmadeni İlçesi’ne, oradan ihtiyaca binaen asıl adı Karamağara olan Saraykent’e çıkar tayini. Olumlu bakınca; küçücük, şirincik bir belde, dürüst bakınca; ekmek bile zor bulunan, siyasi çıkarlarla ilçe olmuş bir yere sürülür ödül olarak. Kura sonucu gidecek kişinin belirlendiğini, onunda kendisi olduğunu söylerler yetkili. Oysa daha önce kendisine hiç piyango çıkmamıştır... Burada çalışmamaya kararlıdır. Çünkü ona göre haksız olan sürülmesine hayli içerlemiş, 1 yıl kadar ilçeye git-gel, nöbet tut Sivas’a dön, ocakta uyu derken epeyce yıpranmıştır.
Sonunda askere gitmeye karar verir. Askerlik öncesi yıllık iznini almak ister, kaymakam veremem der. Dönüşe izini yanacaktır. Gidiş için hazırlık yapamayacak, 20 gün daha acilde yatıp kalkacaktır. Öyle de olur. Teslim olmaya on günü kalmıştır artık. Bu sefer son 10 gün ilişiğini kesmek ister; “I ıh... Yıllık iznini al. Teslim olmadan 1 gün evvel gel ilişiğini kes, sen zaten burada durmuyor Sivas’ta kalıyormuşsun, bilgilerini aldık” denir, ne denir?
“Allem kallem etti, ilişik kesmedi. Bu sefer de yıllık izini verdi. Sülüs
elimde, izini bitireceğim, teslim olmadan 1 gün önce gelip ayrılacağım, geri
memlekete döneceğim ve hemen birliğe yetişeceğim. Sanki gavura askerliğe
gidiyom ya. Güzel, düzenli bir hayatı Balıkesir’de askerlikte yaşadım. Acaba “ben mi
yanlışım” düşüncelerimi Balıkesir’de attım. Sonunda askerlik bitti, kürkçü dükkanına geri döndük. Göreve başlamamı ve istifamı
anlatmayacağım."
YÜCEL
ve geldim Almanya'ya,.......burada da papazı çektik. Gerçi Türkiye'de türk olarak çektiklerimin yanında, Almanya'da yabancı olarak gördüğüm muamele hafif kalır. Sanırım burada benim durumumda çalışacakların sayısı az olduğundan netleşmiş bir bilgi henüz yok. Bir doktor ablanın dediği geldi aklıma; "Olsun Bülent,acılar olgunlaştırır adamı.''
dresbc